Bugün tevafuk sonucu bir kore dizisi izlerken (The Winter The Wind Blows) gördüm pamuk şekeri hemen aklıma o eski günler (çok eski değil aslında sanki 60 yaşındaymışım gibi yazdım :) geldi. Pamuk şeker makinasının başında hep çocuklar etrafını sarmış vaziyette, sırayla pamuk şekerimizin yapılıp elimize verilmesini beklerdik. Hala daha da gördüğüm zaman mutlaka almaya çalışırım. Bunu annemde çok iyi bilir. Sanki bir küçük bir çocuk gibi pamuk şeker gördüm mü "aaaa pamuk şeker derim" canım annemde espriyle ister misin? alalım mı ? der. Alırızda !
Evet bu fikirle aklıma başka çocukken "acaba neleri daha çok severdim " diye düşündüm. Bunlardan sadece bir kaç tanesine yer verebileceğim. Güzel anılarıyla beraber paylaşacağım. Eğer sizinde böyle güzel anılarla hatırladığınız unutamadığınız hatıralar varsa paylaşırsanız ben de çok sevinirim.
Övünmek gibi olmasın benim bir ablam vardır. Allah herkesin başına nasip etsin. Çok hünerli ve mütavizidir. Benim ikinci annem gibidir dersem yalan olmaz. Küçüken bana cam şeker yapardı. Onları bir güzel itinayla şekil verir (hazır gibi olması için) daha sonra onları küçük küçük keser saklama kaplarına koyardı. Okula giderken üç kardeş yerdik. Şimdi hatırladıım kadarıyla ablamın basit şeker tarifini vereyim. Çok kolay su, şeker, bir kaç damla limon suyu hepsi bu kadar. Hepsini karıştırıp koyulaşana kadar pişirirdi daha sonra elinde oynayarak beyazını da yapardı. Küçük ince rulolar haline getirir ve bıçakla özenle keserdi.
Anneler hep şikayet eder çocukların pekmez vs gibi şeyleri yemediklerini. Ben de öyle herşeyi yemezdim. Özellikle faydalı şeyleri, bunların başında pekmez gelirdi. Annem de bizlere yedirebilmek için haşhaş helvası yapardı. İçine pekmez (dut, üzüm pekmezi), bal, ceviz,badem vs hepsini karıştırıp bir güzel pişirir tepsilere döker onları küçük küçük keserdi. Bunları bizlere verirdi. Sen pekmez sevmesin ha bak bakalım nasıl yemezmişsin. Afiyetle yerdik. (Bir de güzel olur ki tam bir vitamin deposudur. İnşallah haşhaş helvasının nasıl yapıldığını bir gün size tarifini veririm.)
Aklıma birde haşlanmış mısır geldi. Şimdi artık küçük standlarda gördüğümüz bardakta satılan mısırlar. Annem bir gece önceden sıcak suyla ıslatır ertesi gün pişirirdi. Öyle de güzel bir kokusu olurdu ki nefis!!!!! Ben kesinlikle o standlarda satılan mısırları almam. Çünkü kendi pişirdiğimiz tatdan çok farklı geliyor kokusu dahi.......
Bir de büyükdedemiz (rahmetli) yengemize "Gelin bir sofra örtüsü getir mısır patlatayım" derdi. Hemen sofra örtüsü serilir üzerine tek tüp konur (hani eskilerde telli mısır patlatma aleti olurdu ya yuvarlak altı üstü tel, saplı ve küçük bir ağzı olur oradan içine mısırı koyup kapağını kapatılır.) mısır patlatma aletinin içine mısır konur ve sapından tutularak tüpün üzerinde yavaş yavaş sallayarak büyükdede bizlere mısır patlatırdı Şimdi ise mısır patlatma makinasında 1-2 dk hazır şipşak....
Aslında bunun gibi paylaşmak istediğim bir çok anılarımla hatırladığım tatlar var. Ama bunun sonu gelmez. Mesela ablamın bana öğrettiği ev yapımı çikolatası, komşularla beraber toplanıp hep beraber sütlü kar yememiz, yine nişasta helvası yaparlardı. Bunun gibi çok sıcak anılarımdan hatırladığım tatlar var. Eğer sizlerinde böyle anılarınızla tatlar varsa paylaşmayı düşünürseniz bana yazabilirsiniz de.... Bugünlük bu kadar kendinize iyi bakın ALLAH'a EMANET OLUN........
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder